Ezel'de kötü baba Serdar'ı oynayan Salih Kalyon'dan özel hayatı ve diziyle ilgili çok özel açıklamalarda bulundu.
'Ezel' dizisinde; Kenan İmirzalıoğlu, Cansu Dere, Tuncel Kurtiz ve Yiğit Özşener'le başrol paylaşan Salih Kalyon; "Kötü bir karakteri canlandırdığım halde insanlardan olumlu tepkiler alıyorum" dedi. Senaryoyu okuduğunda 'Ezel'in çok beğenileceğini tahmin ettiğini vurgulayan Kalyon, "Ben de diziyi izleyiciler kadar heyecanla bekliyorum. Oynamadığım sahnelerde ne olduğunu merak ediyorum. 'Ezel' seyirci açısından çıtayı çok fazla yükseltti. Diğer dizilerden çok farklı olduğu için de diziler camiasında ezberi bozdu" şeklinde konuştu.
BÜTÜN OLARAK GÜZEL
'Ezel' fenomen oldu, her hafta reyting rekorları kırıyor. 'Ezel'in bu kadar beğenilmesini neye bağlıyorsunuz?
Ezel'in her şeyiyle farklı olmasına bağlıyorum. Anlatımıyla, hikayesiyle bütün olarak çok güzel bir iş... Seyirci "Bugüne kadar yapılan diziler içinde bu proje bize çok farklı geldi" diyor. Yerli dizi izlemeyen seyirciyi de yakaladı. Sinema filmi gibi çekiyoruz; tüm kadro sinema mantığıyla çalışıyor. Olağanüstü bir çaba var. Bir sinema filmi ortalama olarak 90 dakikadır. En az bir ayda çekilir. Biz her hafta bir sinema filmi çekiyoruz. Işığıyla müziğiyle anlatım biçimiyle çok farklı...
Teklif geldiğinde, projenin bu kadar ilgi çekeceğini bekliyor muydunuz?
Açıkçası bekliyordum. İlk senaryoyu okuduğumda farklı bir iş olduğunu gördüm. Ama pazartesi günlerinin 'Ezeltesi'ne dönüşeceğini tahmin etmemiştim.
Kötü bir karakter canlandırıyorsunuz... Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
İnsanlar bunun bir oyun olduğunun farkında. Sonuçta bu bir rol... Rolün iyisi kötüsü olmaz. Daha önce yaptığım işlerin dışında kötü bir rol ama ben kötü bir yaklaşımla karşılaşmıyorum.
Rolü nasıl değerlendiriyorsunuz?
'Serdar' karakterini çok severek oynuyorum. Aktörün görevi, ele aldığı rolü en iyi şekilde seyircinin önüne koymaktır. 'Serdar' çevremizde görebileceğimiz insanlardan biri... Bu rolü ortaya çıkarırken zorlanmadım. Çünkü etrafımızda çok fazla 'Serdar' var. Ona yakın ya da ondan daha kötü karakterler var. Seyircinin önüne çıkartmak zor olmuyor.
İNSANLARIMIZ ÇOK SAF
'Serdar' dizide herkesi etkisi altına almayı nasıl sağlıyor?
Sahtekarlık kolay şey değildir. İnsanların içinden çıkan, onları çok iyi bilen kişiler iyi sahtekarlar olabiliyor. Biraz gözlemci olursanız ve insanlara o bilinç düzeyinde yaklaşırsanız pek zor olmaz.
Oynarken, "Bu kadar da olmaz" dediğiniz oluyor mu?
Olabiliyor ama Serdar'ın pabucunu dama attıracak ne anne-babalar var... Televizyon karşısına oturun; binlerce öykü, dizi film senaryosu çıkar.
'Serdar' ilk bölümde Kerpeten Ali, Cengiz ve kızı Eyşan'ı bir ölüme ikna edebildi. Bunu nasıl başardı?
İkna kabiliyeti olmalı ki karşısındaki kişileri inandırabilsin. Bir kere insanımız çok saf... Kolay inanan, çocuk ruhlu...
KIZLARINA BİLE ACIMIYOR
Burada bir gönderme var mı?
Olmaz mı? Bu zayıflıklarından yararlanılarak yapılıyor. Her gün aldatma, dolandırıcılık hikayeleri görüyoruz. Chat yaparak tanıştığı kişilere paralarını kaptıran insanlar var. Bu normal zekada bir insanın yapacağı şey midir?
'Serdar' iyilik ve kötülüğe dair kendi içinde çelişki yaşıyor mu?
Öyle bir çelişki yaşayabileceğini sanmıyorum. Çocuklarına da acımıyor. İki kızını da kullanıyor. Kendisinden başka kimseyi düşünmeyen bir adam... Sevgi, aşk, dürüstlük gibi kavramları yok. Her şeye oyun gibi bakıyor. İnsanlarla oynuyor. Kendisinden başka bir şey düşünmüyor. Bir insanın hayatına mal olan bir olay yarattı. Buradan büyük para aldı. Kızını öylece bıraktı ve alıp parayı gitti.
Ancak geri döndüğünde kendisine yine aynı ortamı yaratmayı başardı...
Ama nereye kadar yaratacak? Bir gün mutlaka yaptığı oyunların içine kendisi de düşecektir.
Dizideki herkes 'Ezel' karakterinin aslında kim olduğunu merak ediyor. Ancak dizideki en kurnaz adam 'Serdar' olduğuna göre, gerçeğe ulaşmaya en yakın kişi o diyebilir miyiz?
Bir şeyler öğrenmeye başladı... İleriki bölümlerde neler olduğunu göreceğiz. Benim şu anda bunları açıklamamda sakınca var. (Gülüyor)
Dizilerde genelde birkaç oyuncu ön plana çıkar... Ancak bu dizide herkes dikkat çekti. Bunu neye bağlıyorsunuz?
'Ezel'in başarısı, farklılığı biraz da burada yatıyor. Bu bir takım oyunu... Sadece iki kişi üzerine ağırlık verip, diğerlerini yok sayarsanız diğer dizilerden farkı almaz. Herkesin ayrı bir hikayesi var. Zaten böyle de olmalı... 'Ezel' Türkiye'deki dizi camiasında ezberi bozdu. Sadece genç kız ve delikanlıya güvenilerek bir sonuca varılamıyor... Seyircilerin de sonsuz hikayeleri var. Bir dizide herkes kendi hikayesini görebilmeli.
'Ezel' neden tetiği çekmedi?
'Ezel' seyirci açısından çıtayı yükseltti mi?
Hem de çok yükseltti. Bugüne kadar "Türk dizisi seyretmiyorum" diyen kesim bu diziyi izlemeye başladı. Çevremizden bu tip yorumlar duyuyoruz. "Ben hiç dizi seyretmiyorum ama 'Ezel' başka; onu izliyoruz" diyen çok fazla kişi var.
20 yıl önce 'Bizimkiler' dizisinde 'Sedat' karakteri canlandırıyordunuz. O da patronunu dolandırıyordu. 'Ezel' dizisindeki rolünüzle onun arasında bir yakınlık var mı?
'Sedat' da yaptığı şeyin sonucunu düşünmüyordu. Ancak yapılan şeyin sonucunda oluşan kötülükler 'Serdar'da daha fazla ön plana çıkıyordu. 'Sedat' daha masumdu ama 'Serdar'ın yaptıkları insan yaşamına mal oluyor. Bu karakter biraz daha sert ve acımasız...
Dizideki karakterlerde zaman zaman vicdan muhasebesi oluyor ama 'Serdar'da bunu göremiyoruz. Kendi içinde bunu yaşıyor mu?
Özellikle Ezel'de bunu çok fazla görüyoruz. Yatak odalarında uyuyan Eyşan ve Cengiz'in odalarına girdiğinde onu tutan neydi? Tetiği neden çekmedi? Seyirci buna dikkat edip düşünürse bir vicdan muhasebesi olduğunu görür. Ezel çok iyi bir insan. Aile yapısı da öyle. Sıcak yuvası var. Ama Serdar'ın babasını annesini tanımıyoruz. Nasıl bir ortamda yetişti? "Çocuk yaşadığını öğrenir" diye bir kavram vardır. Çocuk yaşadığı ortamda ne görürse onu örnek alır. İyilik görmüşse iyilik yapar.
Eyşan'ın tavrının sebebi de bu mu?
Eyşan babasından duydukları ile büyüyor. Doğduğu günden beri duyduğu şey sevgi diye bir kavramın olmadığı... "Seni hep kandıracaklar. Onun için sen onları kandır" cümleleriyle büyüyor.