EDİA CEYLAN GÜZELCE / GAZETE HABERTÜRK / HT PAZAR
Halil’in Menekşe’siydi. Şimdi de Ezel’in Bahar’ı. Gerçek hayatta ise Yaprak
Dökümü’nde Cem’i oynayan Kıvanç Kasabalı ile evli. Sedef Avcı ile 19 yaşında başladığı kariyerini, başrolleri Kenan İmirzalıoğlu, Cansu Dere, Yiğit Özşener, Barış Falay ve kendisinin paylaştığı Ezel dizisini konuştuk. Ona göre Ezel, gerçek hayatta da bu tür hikâyeler çok olduğu için reyting rekorları kırıyor. Yani herkes aldatıyor, aldatılıyor; bilerek ya da bilmeyerek birileri tarafından satılıyor. Diziye gelirsek; Sedef Avcı’nın söylediğine göre, her şey Bahar ile başladı ve onunla bitecek. Çünkü o, aslında bütün hikâyenin ve ihanetlerin tek nedeni.
Ezel dizisi için hazırlıklar ne zaman başladı?
Proje bana bir yıl önce geldi. Aslında o zaman gerçekleştirilecek bir işti, fakat geçtiğimiz yıl pek çok açıdan kısır geçti ve yapımcı firma Ezel’i bekletmek istedi. O nedenle Ezel’i bir yıl beklemek zorunda kaldım. Daha önce rol aldığım Menekşe ve Halil dizisinde de aynı yapımcıyla çalışmıştım. Ben onlara
güvendim, onlar da bana.
Ezel’i beklerken neler yaptınız?
Aslında sabırsızlıkla geçen bir dönemdi, çünkü diğer iş tekliflerini reddediyordum. Çalışmayı çok sevdiğim için biraz zorlandım. Ama her zaman bu kadar kaliteli işler yakalayamıyorsunuz; geçiş süreci biraz zordu ama sonunda beklediğime değdi.
Bir model, senaryoyu nasıl okur?
Kendi adıma konuşayım; artık aşinayım ben bu işe. Bir projeyi kabul etmem için yapım şirketini, senaryoyu ve oyuncularını bilmem gerekiyor. Önceliğim ve gözettiğim ana unsurlar bunlar. Senaryo konusunda biraz hislerimle karar
veriyorum. Hangisine kendimi yakın hissediyorsam ya da kariyerim için
hangisinin iyi olacağını düşünüyorsam onu seçiyorum.
Dizindeki dört başrolün üçünü mankenlik kökenli oyuncular canlandırıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Benim için bu oyuncuların alternatifi yok. “Acaba bizim rollerimizi başka kim oynayabilirdi” sorusunu sorduğumda, bir yanıt bulamıyorum.
Dizide en sevdiğiniz karakter hangisi?
Kerpeten (Ali). Çünkü yeri geldiğinde bir insanı öldürecek kadar acımasızlaşıyor, ama Bahar’ın yanındayken, yaşamadığı tüm duygularını ortaya çıkaran bir çocuğa dönüşüyor.
Farklı duyguları nasıl çalışıyorsunuz?
Menekşe ve Halil dizisinde İpek Bilgin’le çalışmıştım. Onun uyguladığı bir yöntem var; Eric Morris sistemi. Bu biraz içe dönük bir çalışma şekli. Kendi
yaşadıklarınızdan çıkarımlarla hazırlanıyorsunuz rolünüze. Ama kendinizle alakalı olduğu için biraz zamana ihtiyaç duyuyorsunuz.
BENİMLE BAŞLADI BENİMLE BİTECEK
Sizin canlandırdığınız Bahar karakteri bütün hikâyenin neresinde duruyor?
Karakterle ilgili verilen notlarda şöyle yazıyor: Her şey Bahar’la başladı ve Bahar’la bitecek. Bütün karakterlerin karanlık tarafları, kötü yönleri var. Bahar o karanlığın içinde bembeyaz sanki, hiçbir şeyden haberi yok. Dirençli bir kız,
hayata karşı çok hazırlıklı. Öleceğini bile bile hayattan vazgeçmiyor, istediklerini düşünmeden gerçekleştiriyor. Bazen oynarken ona özeniyorum. Bir daha o anın olmayacağını bilerek yaşıyor.
Bahar’ı neler bekliyor?
Benim asıl merak ettiğim şu: Bahar aslında her şeyin nedeni olduğunu öğrendiği anda neler hissedecek ve neler yapacak? Ömer’in hapse girmesi, ablasının istemediği biriyle evlenmesi ve sevdiği adamdan ayrılması... Üstüne üstlük Bahar bir de gidip hayatını mahvettiği adama, Ezel’e âşık oldu.
Menekşe ve Halil’de Kıvanç Tatlıtuğ rol arkadaşınızdı, Ezel’de Kenan İmirzalıoğlu var. Türkiye’nin en çok beğenilen erkekleriyle karşılıklı oynamanın size katkısı oluyor mu?
Her iki iş de kendi alanında çok güzel. Kıvanç Tatlıtuğ, eşimle benim çok yakın
arkadaşımız. Kenan İmirzalıoğlu da çok iyi bir oyuncu ve çok iyi bir insan. Kariyerim açısından onlar gibi oyuncularla oynayabilmek çok büyük şans.
Bir karşılaştırma yapmam mümkün değil, ikisinin tarzı farklı. Ben sadece kariyerimdeki dönemeçler olarak bakıyorum.
BELKİ BEN DE BÖYLE BİR ŞEY YAŞADIM
Ezel beklentinizin üstünde mi ilgi gördü?
Dizinin çok izleneceğini tahmin ediyordum. Ama şu var: Etrafımdaki birçok insan, dizi hatta televizyon izlemediğini söyleyenler, “Ezel’in müptelası olduk” diye bana telefon açıyorlar. Her işte emeğinizin karşılığını almak mümkün olmuyor, Ezel bu anlamda da istisnai bir çalışma. Mesela arkadaşlar toplanıp, dev ekranda izliyorlarmış diziyi... Bunlar beni çok mutlu ediyor.
Peki, bu dizi nasıl bir boşluğu kapattı da bu kadar izlenir oldu?
Şu anda ekranda çok fazla dizi var. Süreleri çok uzun ve zor şartlarda çalışılıyor. Ezel’in bunların içinden sıyrılması, sanırım insanların empati
kurmasıyla ilgili. Karakterler çok gerçekçi. Biri sevdiği kadın için, biri kardeşi için, biri de hayalleri için arkadaşını satıyor. Bunlardan biri olmazsa hikâye de olmayacaktı. Bunlar aslında gerçek hayatta da var. İnsanlar bu türden olaylar yaşayabiliyor. Bildiğim kadarıyla benim başıma böyle bir şey gelmedi. Ama kimbilir belki bana da olmuştur.
Ezel’i kimler izliyor sizce?
Elbette her kesimden ve yaştan izleyeni var, ama galiba erkeklerin Ezel’i
izleme oranı daha yüksek. Sanırım onlar daha yakın buluyorlar kendilerine. Ciddi bir erkek seyircisi var dizinin.